Tarım sektöründe faaliyet gösteren üreticiyle çiftçiyi bir araya getiren "Manisa 10. Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı",  3-6 Kasım 2016 tarihleri arasında kapılarını ziyaretçilere açtı. SNS Fuarcılık ile Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün iş birliğinde organize edilen, Manisa Ticaret Borsası’nın da desteklediği ve bu yıl 10.'su düzenlenen fuarda, bu yıl görücüye 250’den fazla marka çıkıyor. 100'ün üzerinde firmanın yer alacağı fuarda bu yıl ilk kez otomotiv firmaları da yer alacak. Ünlü markalar üretici için yaşamı kolaylaştıran araç ve gereçlerini beğeniye sunacak.

Fuarın açılış töreninde konuşan Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, milyonlarca çiftçinin birer tarım emekçisi olduğunu söyledi. Vali Güvençer, tarım açısından önemli olan Manisa’da böyle bir fuarın düzenlenmesinin önemli olduğunu belirterek, organik tarıma da önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Metin Öztürk, 800 milyon kişinin açlıkla savaştığını belirterek, gelecek adına gıdaya sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. Öztürk, “Sadece Manisa’da 514 bin hektarlık alanda tarım yapılıyor. 78 bin hektarlık alanda 1,5 milyon ton yaş üzüm üretilirken, bunlardan 1,1 milyon tonu kurutuluyor” diye konuştu.

Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Mustafa Kaçire, fuarların modern teknolojilerinin görülmesini, öğrenilmesini sağlayan, yeniliklerin ve tarımsal ürünlerin üreticilerle ve tüketicilerle buluştuğu mekanlar olduğunu kaydederek, bu fuarın Manisa tarımına katkı sağlayacağını söyledi.

Fuarın açılış töreninde konuşan Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap ise şunları belirtti; Ülkemizin kalkınmasında, temelinde tarımsal yeterlilik olmadan büyük hedeflere etkin şekilde ulaşmamız mümkün değil. yurtiçi gıda gereksiniminin karşılanması, sanayi sektörüne girdi temini, ihracat ayağındaki döviz getirisi, dış piyasalara entegrasyon etkisi ve ayrıca oluşturduğu istihdam olanakları ile tarım; geleceğimiz açısından, büyük önem taşımaya devam edecektir.

Günümüzde; artan dünya nüfusu ile birlikte, gıda arzı yetersizliği endişelerinin de artmaya başlamasıyla tarım; “stratejik bir sektör” olarak ele alınmaya başlamıştır. çünkü gelecekteki durum  her türlü gelişmişliğin yanında, önce kendi gıda kaynaklarına sahip olabilme sonra da bunları küresel ekonomide  güç unsuru olarak kullanabilme şeklinde karşımıza çıkacaktır.

Manisamız işte bu bilinçle; sanayi ve hizmet sektörlerindeki atılımını yükseltirken, yerel ve ulusal kalkınmamızın en önemli ayaklarından olan tarımın ve tarıma dayalı ekonominin gereklerini de sürekli geliştirmek ve korumak durumundadır.

Bu kapsamda; bize bahşedilen bu değerli topraklarda halen kullanılması gereken büyük bir potansiyel bulunuyor. Gelişmelerin artık daha hızlı yaşandığı tarım sektöründe dünyada olup bitenlerin de izlenmesi gerekiyor.