• Türkçe
  • English
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
ARA
DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİĞİNDE EKONOMİDEKİ ZORLUKLARI AŞACAK GÜÇTEYİZ!
DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR İŞBİRLİĞİNDE  EKONOMİDEKİ ZORLUKLARI AŞACAK GÜÇTEYİZ!16 Şubat 2017 Perşembe

İş Dünyası ve Çalışma Hayatına yönelik olarak son günlerde gerçekleştirilen düzenlemeleri değerlendiren Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Özkasap, İş Dünyasının uzunca bir süredir destek ve mevzuat iyileştirmesine ihtiyaç duyduğunu dile getirdiği konularda önemli ve moral verici gelişmelerin olduğunu belirtti. 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altında gerçekleştirilen Türkiye Ekonomi Şuraları ile Sektörel Konsey Toplantılarında ve ayrıca Manisa İş Dünyasını temsilen çeşitli platformlarda Hükümete ve İlgili Bakanlıklara ilettikleri konularda daha önce benzeri alınmamış bazı kararın da oluştuğunu belirten Özkasap, 2017 yılı başındaki ekonomik geçiş konjonktürü ve 2017 yılı içerisinde makroekonomik göstergeleri olumluya çevirebilecek teşvik hamleleri ile ilgili şunları ifade etti:  

“ - Bilindiği üzere 2016 yılı; Ülkemizde yaşanan terör olaylarıyla, yakın coğrafyamızdaki çatışma bölgelerinin çok çeşitli etkileriyle, Avrupa Birliği ve Dünya genelindeki muhataplarımızın zemin oluşturduğu siyasi ve ekonomik belirsizlik dönemleriyle psikolojik ve ekonomik olarak oldukça zor geçti!  Ülke Ekonomisinin direncinin neredeyse test edildiğinin söylenebileceği 2016 yılında İş Dünyamız ise yüksek çeşitlilik ve kalite ile üretim faaliyetlerini daralma olsa da karamsarlığa düşmeden sürdürmeye devam etti.

2017 yılında ise; Amerika’da sürpriz bir şekilde Başkan seçilen Donald Trump’ın global dengeleri etkileyebilecek bir programla göreve başlaması, İngiltere’nin ayrılmasıyla birlikte Avrupa Birliği’nin eski iddialı duruşunun tartışılır hale gelmesi, Dünya ekonomisinin eski canlılığında olmaması gibi bir süre daha sürprizlere açık olan konu başlıkları nedeniyle, *Bizim içeride planlı hareket etmemiz, *Belirsizlikleri artıracak değil azaltacak şekilde kamu politikaları oluşturmamız ve *Ekonomimizi rahatlatacak reformları tasarlamamız daha büyük önem kazanıyor. Zira bu yaklaşım; Yatırım ve kapasite kullanımı için gerekli güven ortamı, yurtiçindeki öngörülebilirlik ve dolayısıyla piyasa canlılığı, istihdam, büyüme performansı, enflasyon oranı, huzur ve istikrar gibi pek çok gösterge ile yakından alâkalı.

Aralık ayında Başbakanımız tarafından açıklanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu Kararları, ne olursa olsun algımızı olumluya dönüştürecek potansiyele sahip olduğumuza işaret ederken, devamında yine Başbakanımız ve ilgili Bakanlarımız tarafından İş Dünyasının taleplerine cevaben açıklanan destek ve iyileştirme kararları, yeniden yükselişi nasıl başaracağımızın da yolunu çiziyor. Bu da Devlet ve Özel Sektör İşbirliğinde herkesin elini taşın altına koyması şeklinde olacak.

Bu kapsamda; Yatırımların artması için Kredi Garanti Fonu’nun kefalet kapasitesi artırılarak, ihracata yönelik ilave destek sağlandı. Kredi Garanti Fonu kefaletiyle Türkiye Genelinde 250 milyar liraya kadar yeni ve genel kredi hacmi oluşturuldu. KGF’nin ihracat kredileri için verdiği kefalet oranı, %85’ten %100’e çıkarıldı. KGF ayrıca Borsamızın da kaynak sağladığı KOBİ Üyelerimize yönelik %10’un altında faiz oranıyla gerçekleştirilen TOBB Nefes Kredisi Kampanyasına %85 kefalet sağladı.

Aralık ayında Finansmana erişimde sıkıntı yaşayan KOSGEB’e kayıtlı 15 bin KOBİ’ye, ilk 12 ay için geri ödemesiz, üçer aylık eşit taksitle, sıfır faizli ve 3 yıl vadeli 50 bin lira kredi kaynağı sağlandı. Manisa’da 200 Kobi yararlandı. 2017 yılında ikincisi gerçekleştirilecek olan desteğe başvurular 20 Şubat’a kadar alınacak.

Yatırım ve işletme döngüsünde finansman sıkıntısı yaşayan işletmelerin taşınır varlıklarını da teminat olarak gösterebilmesi gerekiyordu. Taşınır Rehni Kanunu ile Ocak 2017’den itibaren bu iyileştirme hayata geçti. Geçmişteki sıkıntılardan dolayı kredi kullanımında zorluk yaşayan işletmelerin faaliyetlerini canlandırarak ekonomiye yeniden kazandırılmaları için ise Sicil Affı düzenlemesi yapıldı.

Piyasada canlanmayı sağlamak üzere, beyaz eşya ve mobilya sektörlerinde ÖTV ve KDV indirimleri getirildi. Maliye Bakanımızın açıkladığı, vergisini düzenli ödeyenlere 5 puanlık vergi indirimine ilişkin hazırlık da İş Dünyamızın yıllardır umutla beklediği bir gelişmedir.

Mevcut maliyetler ve sıkıntılı piyasa koşullarında üretim faaliyetlerinin sürdürülmesinde rahatlama sağlanması için, gerekli şartları sağlayan İşverenlerin ödemesi gereken Aralık-Ocak-Şubat SGK primleri 2017 Ekim-Kasım-Aralık ayına ötelenecek. Cumhurbaşkanımızın da katılımlarıyla TOBB’nde Kamuoyuna açıklanan ‘Çalışma Hayatında Milli Seferberlik’ projesi kapsamında,  İşverenlerin 2017 yılında yeni işe alacakları Çalışanlar için ödemeleri gereken net maaş dışındaki tüm primlerin Devletimiz tarafından karşılanacak ve söz konusu çalışanlardan gelir vergilerinin alınmayacak olması ise istihdam ve üretim artışına katkı sağlayacak çok önemli bir düzenlemedir. Planlanan 1,5 milyon Çalışan için 1 yılda gerekli 12 milyar liralık kaynak Devlet tarafından karşılanacak. İş Başı Eğitim Programları kapsamında ise 500 bin Çalışanın maaşını eğitim süresince Devlet verecek.

Ülkesi için üretmek ve çalışmak isteyen herkesi motive edecek ve cesaret verecek bu gelişmelere ek olarak bir de; Döviz Kuru ve Enflasyon İlişkisinin iyi yönetilmesiyle, iç piyasanın ve ihracatçı sektörlerimizin ihtiyaç duyduğu stabilizasyonun (makro finans–makro ekonomi ve fiyat istikrarı) sağlanması gerekiyor. Çünkü, 2016 yılının son çeyreğinde başlayan döviz kurlarındaki yükseliş, bir ölçüde kontrol altına alınmış gibi görülse de; Döviz kurunda yaşanan aşırı değişkenliğin devam edebileceği, fiyat oluşumlarının ekonomik temellerden uzaklaşabileceği, bunların da maliyetler ve enflasyon üzerinde yukarı yönlü etki oluşturacağı ve dolayısıyla derin bir ekonomik kriz riskinden henüz uzaklaşılmadığı endişeleri de devam ediyor. Yüksek kur; ihracat gelirlerimizi özellikle tarıma dayalı alanda arttırsa da, genel üretim girdilerimizdeki ve tüketimdeki ithalatımızın yüksek oluşu, iç piyasadaki maliyetlerin yükselmesi ve enflasyon olarak karşımıza çıkıyor. Merkez Bankası’nın Türk Lirasının değerinin korunmasında kullandığı likidite kısma önlemleri ise bu sefer faizlerin makul seviyelerin üzerinde oluşması, bu nedenle de finansmana ulaşımın yeniden zorlaşması ve dolayısıyla istenilen üretim, tüketim ve piyasa canlılığına ulaşılamaması riskini taşıyor. Bu kısırdöngünün bertaraf edilmesi için İş Dünyası’nın Merkez Bankası’ndan beklentisi; Elindeki düzenleyici araçları, fiyat istikrarı temelinde, optimum seviyede kullanmasıdır.

Sonuç olarak; Hükümetimizin ve İlgili Bakanlıklarımızın, icracı ve reformcu bir anlayışla hareket ederek Yatırıma, Üretime, İstihdama ve İhracata yönelik olarak açıkladığı tedbirler, destekler ve iyileştirme çalışmaları için Manisa ve Türk Özel Sektörü adına teşekkür ediyoruz. Ülkemizin gücüne ve özel sektörümüzün dinamizmine olan inancımızla; Cesaret veren bu adımların Ülkemiz ve Tüm Vatandaşlarımız için hayırlı olmasını diliyoruz.

 

Sadık ÖZKASAP

Manisa Ticaret Borsası

Yönetim Kurulu Başkanı