02 Ocak 2018 Salı
Tarım Sektörünün Manisa'da olumlu bir yıl geçirdiğini belirten Manisa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Özkasap, 2017 Yılının genel değerlendirmesinde şunları söyledi;
-" Bu yılın sonuna doğru ekonomide genel bir iyimserliğin yükseldiğini ve söylemlere yansıdığını hepimiz fark etmişizdir. En azından önceki yıla damgasını vuran Bölgesel Çatışma ve Trump Etkisi gibi risk unsurlarının artık kabul edilmiş hale geldiğini, göstergelere de buna göre yansıdığını söylemek mümkün. Bazı olumsuz unsurlara rağmen, elde edilmiş pozitif veriler de var ise, hayattan beklentilerimizi sürdürmekte ve her şeyin daha iyi olacağına dair umudumuzu korumakta bir sakınca yok.
Yıl sonlarında genellikle geçmişte yaşananların kabul edilmişliğiyle piyasalarda bir sakinlik oluşur, biten yılın muhasebesi böyle bir yaklaşımla yapılır. Eğer muhasebenin sonucu olumluysa, biten yıl bir öncekine kıyasla daha iyi geçmişse ya da yılın sonuna doğru olumlu işaretler artmışsa yıl sonu iyimserliği desteklenir ve yeni yıla taşınır. Fakat, riskler, korkular devam ediyorsa gelen yılın olası gelişmeleri daha temkinli bir çerçeveye yerleştirilir. Bu kapsamda; 2016 yılında baş gösteren ve 2017 yılında da konuştuğumuz olumsuzlukların yerine, en ikna edici olumlu gelişme olarak ekonomik büyümeyi koymak, ihracatımızı ağırlıklı olarak yaptığımız Avrupa’yı dahi içine alan yeni büyüme dinamiğini 2018 yılına aktarılacak en önemli motivasyon unsuru olarak değerlendirmek yanlış olmaz.
Ülkemizin son çeyrekteki ve yıl ortalamasındaki büyüme rakamı hepimizi sevindirdi. Hükümetimizin açıkladığı; 2018-2020 döneminin önceliklerini belirleyen yeni Orta Vadeli Program da pozitif düşünmeye sevk ediyor. Çünkü OVP’nin temel amaçları; Makro ekonomik istikrarın korunması, beşeri sermaye ve iş gücü kalitesinin yükseltilmesi, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, istihdamın artırılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi olarak belirlenmiş. Dünya ekonomisindeki gelişmelerin de analiz edildiği OVP’de, geçen yılın ikinci yarısından itibaren toparlanmakta olan küresel iktisadi faaliyetlerin özellikle gelişmiş ülkelerdeki güçlenen büyüme görünümüyle yukarı yönlü seyrettiği ifade edilmiş.
Türk Müteşebbisi de; Karşısına çıkan her olumsuzluğa, dışarından gelen ekonomik ve siyasal engellere rağmen neler yapabileceğini, Türkiye’nin ne kadar dinamik ve üretken olduğunu 2017 yılında ispatlamış durumda. Hükümetimizin İş Dünyamızla istişare ederek hayata geçirdiği finansman, üretim ve istihdam desteği politikalarının aynı yapıcı yaklaşımlarla ve gelecekte sorun oluşturacak biçimde devlet bütçesini aşırı zorlamadan devam ettirilebilmesi halinde büyüme temposunun kalıcı hale getirilebileceğini düşünmek fazlaca iyimserlik değil, gerekliliğin bir ifadesi olur.
Ancak; Bölgemizdeki geçmişten günümüze jeopolitik konuların sorun haline getirilmeye çalışıldığı, ABD ekonomisindeki büyümenin silah olarak kullanılacağının açıklandığı ve dolar faizlerine ilişkin artış söylemlerinin güncelliğini halen koruduğu koşullarda rehavete kapılmadan, temkinli olmayı da elden bırakmamak gerekiyor. Ayrıca yüksek oranlı büyüme ile yine yüksek oranlı işsizlik ve enflasyonun birlikte devam etme olasılığının düşük olduğunu da hesaba katmak gerekiyor. Cari Açık - Kur - Faiz - Enflasyon - Borçlanma ilişkisi de henüz dengeli bir seviyede stabilize edilmiş ya da belirli bir vadede öngörülebilir hale getirilebilmiş değil. Özetle 2017 senesindeki eğilimler, istisnai ve tekrarlanması zor. Dolayısıyla İş Dünyasına ve Vatandaşlarımıza düşen; Yine kararlı ama dengeli bir şekilde çalışmaya devam edip, Milli Gelir üretmek.
Yılın değerlendirmesine Manisa’nın tarım ekonomisi açısından baktığımızda ise; Genel üretim verileri bakımından tarım sektörü Manisa’da iyi bir yıl geçirdi. Faaliyetlerimizi önemli ölçüde etkileyecek doğa olayları ve ürün hastalıkları yaşanmadı. Kalite, gıda güvenliği standartları ve modern işletmecilik bakımından da iyi bir seviyeye gelmiş durumdayız. Artan döviz kurları dolayısıyla, özellikle ihracat ürünlerinin hasat fiyatlarına kadar, üretim ve pazarlama döngüsünde gelir arttırıcı artışlar oluştu. Kuru ve Yaş Üzümü, Zeytini, Zeytinyağı, Kurutulmuş Domatesi, Mısırı, Konservecilik Ürünleri, Kırmızı ve Beyaz Et Sektörü, Yumurta Sektörü, Kirazı, Cevizi, ve daha pek çok üretim çeşidi ile Manisa, Ülke tarımının ilk sıralarında olmaya devam etti.
Üzüm sektöründe de ilkler ve olumlu gelişmeler yaşandı. Manisa Ticaret Borsası olarak yapmış olduğumuz resmi taleplerle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirleme çalışmalarına başlanılan çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesi Manisa’da açıklandı. Açıklamayı bizzat Bakanımız Ahmet Eşref Fakıbaba’nın yapması ve ayrıca taban fiyat açıklaması ise bir milat oldu. TMO’nun alımlarıyla da sezonda gelinen güncel seviyede fiyatlar hem üreticilerimizi hem de işletmelerimizi memnun edebilecek şekilde oluşmaya başladı.
Son yıllarda pamuk üreticisine yapılan destekleme primindeki artışlara bağlı olarak Manisalı Üreticilerimiz terk ettikleri pamuk üretimine de yeniden başladılar. Manisa’da geçen yıl kar eden Üreticilerimiz bu yıl pamuğa ayırdıkları alanları arttırdılar. Dolayısıyla bir stratejik ürün daha 2017 yılında tarıma dayalı ekonomimize net olarak dahil oldu.
Önümüzdeki süreçte ise; Ürün ve üretim kalitesinin ve verimliliğinin geliştirilmesine, markalaşmanın artmasına, hammadde ticaretinden işlenerek katma değer eklenmiş ürün ticaretine geçişin ve ihracatta çeşitliliğin yükseltilmesine devam edilmesi, Manisa’nın tarımını ve tarıma dayalı ekonomisini daha da ileriye taşıyacaktır.
Katma değerden bahsetmişken; Bu konuda en hızlı sonuç alacağımız üretim alanlarımızdan birisi zeytinyağı sektörü. Manisa son yıllarda dikili zeytin ağacı ve zeytinyağı üretim kapasitesi bakımından Ülkemiz genelinde çok önemli bir seviyeye yükseldi. Ancak dökme pazarlama yöntemi yerine, ambalajlı ve markalaşmış pazarlama dönüşümünü sağladığımızda yerel ve milli ekonomiye katkısı kat ve kat fazla olacaktır. Katma değerin korunmasına dair bir başka husus da kuru üzüm sektörümüzle ilgilidir. Bizim üzümümüz; daha kaliteli olmasına rağmen, dış piyasada bize rakip ülkelerin ortalama fiyatlarının daha altında pazarlanmaktadır. Üzüm İhracatçılarımızın dış piyasa rekabetlerinde, daha kaliteli olanın daha değerli olması gerektiği temelinde yeniden bir denge tesis etmeleri halinde; birim katma değerimiz ve milli gelire katkımız daha iyi seviyelere taşınacak, artacak döviz geliriyle Sektörün Tüm Halkaları’nın birim kazancı yükselecektir.
Bu düşüncelerle; 2018 Yılının Üreticilerimiz, İş Dünyamız, Manisamız, Ülkemiz ve Tüm Vatandaşlarımız için çok iyi geçmesi temennisiyle..."